31 Mart 2009 Salı

Soru Bankası


İnsanların insan olması üzerine fikirlerim var.

Ya da sandıkları gibi insan olmamaları üzerine diyeyim. Sandıkları gibi insanlar. Sandıkları gibi derken emekli sandığı gibi bir sandıktan bahsetmiyorum. Ama acaba emekli sandığındaki kasıt bildiğimiz içine birşey konulan sandık mı?Yoksa hani biz sizi emekli sandık, meğer siz emekli değilmişsiniz gibi bir ima mı?Neyse. Kafam çaydanlık gibi şu an.

Öncelikle şunu sorayım, insan insan dediğiniz gibi bir standart var mı? İnsan böyle yapar mı insan şöyle eder mi diyoruz. Ben küçükken vardı standart insanlar. Yani düşünce-aksiyon olgusu adına genel toplum kurallarına sadık kalma gayretinde insanlar. "Evlaaadım, hiç öyle olur mu?" derlerdi. Var idiler lakin artık yok gibiler.Her birimizin kafalarımızın karanlık köşelerinde serbest bırakılmayı bekleyen zift kıvamında birikmiş düşünceleri var. Fanteziler, öfkeler, ukteler, meraklar birikiyor. Biraz ürkütücü ama heyecanlı bence. Kimin ne yapacağı hiç belli değil.

Her sabah aynı otobüse bindiğiniz o boynu bükük icra memuru, belki bir sabah elinde molotov kokteyli ile çıkagelebilir. Hani çok sıkıldım lan artık yakacam hepimizi diye. Olay burada çok sıkılmak, ya da canına tak etmek, ya da burasına gelmek kafası. Mesela, bayanlar için konuşuyorum, yıllardır ayakkabı aldığınız elli yaşlarındaki amca kılıklı adam, bir gün bu kadar yakınında olup ta bir türlü temas edemediği popoları ellemek ister ve bi yoklar sizi? Mümkün değil diyebilir misiniz?

Sonralıkla bir de o kadar çok insan var ki, yapılmamış ya da yapılmayacak bir saçmasapanlığın olmadığını düşünüyorum. Örneğin, kafasının üzerine krem peynir sürüp ben kızarmış tost ekmeğiyim diye bağırarak tost makinesi koleksiyonu yapan bir kadın var mıdır? Bence vardır, en azından bir kere deneyen. Aceba, komidini ile cinsel ilişkiye giren var mıdır? Peki kendi tadını merak eden insanlar var mıdır, hatta bunu deneyip kendi ayağından bir parça yiyen? Açlıktan değil, meraktan.

Bu insanlar nasıl çocuklar yetiştirecekler? Altı bilemedin yedi nesil sonra nasıl prensipleri olan bir komünite olacağız? Altı yiyemedim yedi nasıl sonra nesil prensesleri ölen bir kompozisyon yazacağız. Hığa, ğığa?


3 yorum:

standtofall dedi ki...

varsayım gibi görünse de gerçek..zarar gelmez dediğimiz yaşlı amcalar,yakın dediğimiz arkadaşlar göründüğü gibi değil yaşadık gördük.bilinçaltı oyunları,bastırılmış dürtülerle dolu okyanus insan ne zaman nereden sızar bilinmez,tanınmaz,öngörülmez..

paper doll.. dedi ki...

molotov kokteyli miymiş o?
ahhhh bunca zaman monotof kokteyi diye bildim ben onu.. iyi ki yüksek sesle söylememişim insan içinde..

Volkan Öge dedi ki...

az buz bol votka ve sabun rendesi ile yapılır. işetir.